SaNaTCıLaR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
SaNaTCıLaR

вüтüη ѕαηαтçιℓαя вυяα∂α уα ѕєη؟
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Röportaj

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Gülçin_Delisi
Sitenin Starı
Sitenin Starı



Mesaj Sayısı : 106
Kayıt tarihi : 10/02/07

Röportaj Empty
MesajKonu: Röportaj   Röportaj EmptyC.tesi Şub. 10, 2007 3:03 pm

Şu sözler mutlaka bir yerden kulağınıza çalınmıştır: "Yar ellerin nerde, ya beni de götür ya da gitme / Bilirsin sensiz ben hiç yaşayamam ki ölürüm hasretinle." Şarkıyı söyleyen grup Seksendört ise bir süredir merak konusu. Grup Ankaralıymış, eskiden Hacettepe olarak tanınıyorlarmış, 84 doğumlularmış, Hacettepe Üniversitesi'nde okuyorlarmış gibi çeşitli söylentiler bir süredir şarkıları gibi kulaktan kulağa dolaşıyordu. Ve sonunda ilk albümleriyle ortaya çıktılar. Biz de hemen ifadelerini aldık.

Herkes sizi merak ediyor, Ankaralısınız ve orada tanınan bir grupsunuz değil mi?

Tuna: Altı yıllık bir grup Seksendört. Son beş senedir Ankara ve dışında 500'e yakın konser verdik o açıdan tanınmış bir gruptuk. Tabii şimdi bütün Türkiye için öyleyiz diyebiliriz.

Önceki isminiz Hacettepe'ymiş doğru mu?

Tuna: Yok öyle bir şey. Birileri söylemiş ve kendiliğinden yayılmış. Hacettepe'de çok konser verdik. Orası konser vermeyi en çok sevdiğimiz mekânlardan biri, çünkü büyük kitlelere çalıyorsunuz. Sanırım bu yüzden çıktı söylenti ve benimsendi. Yoksa kimse Hacettepeli değil.

Kimse Seksendört'lü de değil galiba?..

Serter: Ben 23 yaşındayım, bu yıl Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden mezun oldum.

Erdem: Ben 25 yaşındayım, Açık Öğretim Kamu'da okuyorum.

Tuna: 24 yaşındayım ve Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencisiyim.

Okan: Tek 84'lü benim, 21 yaşındayım. Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nda okuyorum.

Aileleriniz müzikle ilgili mi?

Tuna: Hepimizin müziğe başlaması ailelerimize dayanıyor. Serter'in ailesi polis, babası ona bir bağlama hediye ediyor, öyle başlıyor. Erdem'in babası mimar, annesi güzellik uzmanı. Onun da ablası ud çalıyor ve evdeki udla başlıyor o da çalmaya. Okan'ınkiler asker, abisi müzisyen olduğundan abisinin gitarıyla başlıyor müziğe. Benimkiler ise işletmeci, aynı zamanda annem Türk Sanat Müziği hayranıdır ve beni de öyle yetiştirdiler. Sonra ben de orgla müziğe başladım.

Albüm yapıncaya kadar pek çok sıkıntı yaşamışsınız ama sonra internet sayesinde patladınız…

Tuna: Altı yıldır kendi bestelerimizi çalıyoruz. Sürekli kendi imkânlarımızla bir şeyler yapmaya çalıştık ama başımıza türlü türlü şanssızlıklar geldi. Normalde bir grup iki yılda olgunlaşır ve albüm işine girişir. 2001 yılında biz de bir albüm yapmaya giriştik, çok heyecanlıydık ama olmadı.

Erdem: İlk albümü yapacağınızda ne kadar iyi olsanız da başta ezenler çok oluyor. Üstelik o zaman 19 yaşlarındaydık. Teşvik etmek yerine hep köstek oldular. İşin içine mafya bile girdi.

Tuna: Başımızdan kaynar sular döküldü. En son artık altı yıldır birlikte olup da hâlâ bir albüm çıkaramamış olmaktan dolayı yıprandık. Bu zaman içinde birbirimizden ne kadar nefret edebileceğimizi düşünün. Dağılma raddesine geldik ama sonunda turnayı da gözünden vurduk.

SÖYLENTİLER GİZEM YARATTI

"Ölürüm Hasretinle" nasıl internete sızdı?

Tuna: Şarkı çok güzel tepkiler alıyordu, kaydedelim dedik. İki saat gibi bir zamanda bir demo kaydı yaptık. Sonra iki kopya alıp tanıdığımız iki bara bıraktık çalınsın diye. Bir ay sonra da albüm kaydı için stüdyoya girdik. O arada şarkı almış başını gitmiş, internete ve her yere yayılmış... O demo kayıtlarını internetten alıp üzerine bir de kapak yapıp üç beş milyona albüm diye satmışlar. Birisi parçaya animasyon bir klip bile yapmış. Sonra radyolara da sıçradı, hatta Ankara radyolarında en çok istek alan parça olup ünlü isimleri geçerek haftalarca bir numarada kaldı. Öyle ki altı aydır bizi herkes albümü olan bir grup zannediyordu.

Yani her şey sizin dışınızda mı gelişti?

Tuna: Evet. Bize şimdi "ne kadar gizemli tuttunuz kendinizi" falan diyorlar, alâkası yok. İşin aslı şarkının patladığı dönemde biz albümü kaydetmek için stüdyoya girmiştik. Şarkının internette yayılıp patladığından 15 – 20 gün sonra ancak haberimiz oldu.

Bir pazarlama taktiği değil yani?

Tuna: 2001 yılından beri albüm yapmaya çalışıyoruz. Taktik olsa o zaman yapardık. Ama bunu akıl edecek kadar zeki değilmişiz.

Erdem: İnternet virüs gibi. Orada her şey hızla yayılıyor. Bizim şarkı da günde 20 bin kez download ediliyor şimdi.

Bu sayede ne kadar dinleyiciye ulaştınız?

Tuna: Milyonlar diyebilirim. Normalde 10-20 bin bilenimiz varsa bu, parçanın internette yayılmasından sonra bir milyona kadar çıktı. Çok güzel bir kitleye ulaştık şu anda. Rock çevreleri dinleyicinin bölündüğünü düşünüyorlar ama ben öyle görmüyorum, herkesin dinleme hakkı var.

Belirli bir kitleye hitap edelim gibi bir durumunuz yok yani…

Tuna: Dinleyici kitlemiz 18 – 27 arası rock müzik sevenlerdi. Şimdi bu yaş 13'e kadar indi, üst sınır ise 40'lara dayandı. Bu kitlenin içinde her gelir düzeyinden, her sektörden insan var: Berberi, taksicisi, avukatı, memuru herkes dinliyor. Herkes hakkımızda doğru - yanlış bir şeyler biliyor, söylentiler hızla yayılıyor. Bu çok güzel bir şey çünkü herkes bizi konuşuyor.

NİHAVEND'İ SEVİYORUZ

Bir yerde sizin için arabesk rock tarzı müzik yapıyor diye bahsetmişler buna ne diyorsunuz?

Tuna: Pop dinleyen de, arabesk dinleyen de sevdi bu şarkıyı. Hem arabesk kötü bir şey değil. O da herkesin dinlediği bir müzik dalı. Kimse inkâr etmesin, herkes en az bir tane Orhan Gencebay, Müslüm Gürses ya da Cengiz Kurtoğlu parçasını biliyordur. Onu kötüleyerek haksızlık ediyorlar. Biz içimizden ne geliyorsa onu yaptık, dar kalıplara hapsolmanın, rock'ın önüne sıfat koymanın gereği yok. Müziği oluşturan alt yapısıdır ve biz rock müzik yapıyoruz. Ama dinleyen istediği gibi ifade eder. Biz müzik dinleyen tüm insanlara sesleniyoruz.

Serter: Albümdeki tüm şarkılar bizim yaşadıklarımız ve hissettiklerimizden ortaya çıktı. Tarzla ya da imajla ilgisi yok. O duyguları en iyi anlatacağımız müziği oluşturduk. Hem zaten Türkiye'deki çoğu insanın yaşam tarzı arabesk.

Erdem: Aslına bakarsanız bizim müziğimizde Türk Sanat Müziği'nden izler daha çok...

‘Şarkılarda yaşadıklarımızın izleri var' diyorsunuz, terk edilme, insanların değişip sizi hayal kırıklığına uğratması gibi duygular var...

Tuna: Doğru. Ben tamamen kendi içimizde yaşadığımız olaylardan etkilenip yazıyorum. Bütün şarkıların hikâyesi var. Yaşadığımız her şey şarkılarda ampul gibi ortada. Bir de geçmişe duyulan bir özlem var. Biz çok güzel aşklar yaşadık ama çok kötü sonuçlarla bitti. Artık eskiden yaşadığımız şeylere karşı özlem oluşuyor çünkü gelen gideni aratıyor her seferinde. Her şeyin sahteleşmeye başladığını hissediyorum. Bizim nesilde büyük bir dejenerasyon var. Örf ve âdetler yavaş yavaş ortadan kalkıyor, ailevi değerler ve saygı yok oluyor. Oysa toplumu bunlar ayakta tutar. Sahip çıkmak gerekiyor. Her şeyin daha temiz ve saf yaşandığı, sevgilerin daha basit olduğu dönemi özlüyoruz. Türk Sanat Müziği'ne saygı duymamız ve o kadar hayran olmamızın en büyük nedeni de bu. Daha nihavend hayatlar, nihavend yaşanan aşklar üzerine yazmak istiyoruz.

Sanat müziğine rock yorumu

"30'a yakın cover'ımız var, bunları konserlerde çalıyoruz. Altı tane Sezen Aksu cover'ımız var mesela: "Masum Değiliz," "Tükeneceğiz," "Kız Seni Yerler," "Firuze," "Belalım..." Alişan'ın söylediği Nazan Öncel parçası "İkimize Birden Yükleniyorlar" da yeni eklenenlerden; çok güzel tepkiler alacağına eminiz. Zeki Müren'den dinlediğimiz "Sorma Ne Haldeyim," Müzeyyen Senar'ın söylediği "Dalgalandım da Duruldum" gibi sanat müziği parçalarını da rock olarak yorumluyoruz. Doğu enstrümanlarıyla yapılmış eserleri davul ve gitar gibi batılı enstrümanlarla çalıp kendi tarzımıza uyarlamak zor ama çok zevkli. Bize inanılmaz şeyler katıyorlar çünkü. Hâlâ bir türlü tam oturtamadığımız parçalar da var. Mesela "Benzemez Kimse Sana" için iki yıldır uğraşıyoruz."

(ALINTI)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
çağlaa
Sitenin Starı
Sitenin Starı
çağlaa


Mesaj Sayısı : 75
Kayıt tarihi : 20/07/07

Röportaj Empty
MesajKonu: Geri: Röportaj   Röportaj EmptyPerş. Tem. 26, 2007 2:06 am

Grup 84'ü çok seviyorum. HEPSİ KADAR DEĞİL AMA!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Röportaj
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SaNaTCıLaR :: yerli sanatcılar :: GRUP 84(HACETTEPE)-
Buraya geçin: